17 Mart 2016 Perşembe

Geçmişten Günümüze Bakır...

Herkese Merhabalar!

Ülkece zor, hem de çok zor zamanlar geçiriyoruz... Tabiri caizse, "İyiyim!" demenin vicdani ağırlık verdiği günler... Blogumun amacı siyaset yapmak değil farkındayım, ama sonuçta burası bana ait ve istediğim gibi kullanmakta özgürüm diye düşünerek nacizane şu fikirlerimi okuyan sizlerle paylaşmak istedim, anlayışınız için çok teşekkürler =)

1) Terörle yaşamaya alışmayacağız! 

2) Whatsapp veya diğer sosyal medya aracılığıyla bize ulaşan "dikkat!"- "yapmayın!" - "gitmeyin!" temalı mesajlar da aslında bir nevi psikolojik terör. Bundan korkup çekinmemiz bizi korkak veya aciz yapmıyor. Keza, sırf bu yüzden sosyal hayatımızı sekteye uğratmak da ne derece doğru... Tüm hayatımızı "onların" istediği gibi yaşamayacağız, öyle değil mi? 7 gün dikkat edip Taksim'e gitmedik mesela, veya iş çıkışında saat 18:30'da metroya binmedik, ama 9. gün bir olay olup olmayacağını kim bilebilir?

***

Pazar günü Ekonomist dergisinde çıkacak olan yazımı paylaşıyorum. Bakırı daha yakından tanımak isterseniz, buyrun...

Not: Kerem Muçe'ye yardımı için teşekkür etmezsem olmaz ;)

İyi okumalar =)


***************************************************************************

Bir çok farklı alanda yoğun bir şekilde kullanılan Bakır, forex piyasalarının da parlayan yıldızı olarak dikkat çekiyor. Son zamanlarda özellikle Çin’deki ekonomik kriz yüzünden dalgalı bir seyir izleyen Bakır’ı daha yakın tanımak istedik.

Sanayi Metali Olarak Bakır

Gümüşten sonra en iyi iletken metal olan bakırın Dünya’nın hemen hemen tüm bölgelerinde bulunması, kullanılabilirliğini artıran önemli bir neden olarak karşımıza çıkıyor. Bir diğer önemli bilgi de bakır modern endüstride petrolden sonra en çok gereksinim duyulan maddedir. Bakırın başlıca kullanım alanları arasında elektrik ve elektronik sanayii, inşaat, ulaşım sanayii, boya sanayii, kuyumculuk, hediyelik eşya ve ev eşyalarını sayabiliriz. Elektrik iletkenliğinin yanı sıra bakır ısı iletkenliğinde de en iyi ikinci elementtir. Kolay ulaşılabilir olması ile fiziksel ve kimyasal özelliklerinin endüstrideki kullanımını genişletmesi sayesinde fiyat/performans açısından diğer metallere göre bakırın tercih edilirliği artırıyor.

Bakırla ilk tanışmamız aslında yeni değil. İnsanlığın ilk değerlendirdiği maden olan bakıra ait ilk kalıntılar, M.Ö 5000’li yıllara ait ve Konya’nın Çatalhöyük yöresinde bulunmuştur. Dünya’da ilk olarak Anadolu’da kullanılmaya başlanan bakırın zamanla Mısır, Mezopotamya, Hindistan, İspanya ve Çin’de de kullanıldığı tespit edilmiştir. Taş aletlerin yanı sıra bakırın da kullanılmaya başlandığı bu dönem tarihi çağlarda Bakır Çağı (M.Ö 5000 – 3000) olarak geçer.
Daha önce de belirttiğimiz gibi bakır dünyada pek çok noktada çıkartılabilen bir madendir. Dünya bakır cevheri üretiminde Amerika kıtasının payı büyüktür. Dünyada en çok bakır cevheri çıkartılan üç ülke Şili, ABD ve Kanada olarak sıralanabilir. Amerika kıtası haricinde dünyadaki bakır üretiminde önemli payı olan ülkelere baktığımızda Endonezya, Avustralya, Kazakistan, İran, Hindistan ve Polonya dikkatimizi çekiyor.

Peki bakır tüketiminde durum nasıl? Dünyada en çok bakır tüketen ülkelerin aynı zamanda sanayisi en çok gelişmiş ülkeler olduğunu görebiliriz. Sırasıyla;
1.       Çin
2.       ABD
3.       Japonya
4.       Almanya
5.       Güney Kore

En çok bakır tüketen ilk beş ülkedir. Türkiye bu sıralamada 14. sırada yer alıyor.

Bakır Fiyatlarına Çin İşkencesi…

Dünyanın en büyük bakır tüketici olan Çin’de son iki senedir yaşanan ekonomik sıkıntılar azalmak yerine gün be gün yeni bir boyut kazanıyor. Özellikle 2015’in son aylarında açıklanan verilerin daralmayı işaret etmesiyle birlikte bakır fiyatları 2009 senesinden beri inmediği seviyelere gerilemişti. Çin Merkez Bankası’nın piyasalara müdahalesi sonrası Çin hisse senetlerindeki toparlanma, 18 Ocak’tan itibaren bakır fiyatlarına da olumlu yansıdı. Çin Merkez Bankası’nın piyasalara yuan enjekte etmesi, bakır gibi sanayi metallerine olan talebi negatif etkilerken, Şubat ayında Çin Merkez Bankası’nın yuanı desteklemek amaçlı müdahalesiyle birlikte bakırda yükseliş gözlendi.

Geçen haftalarda Çin hükümetinden gelen haberi, orta ve uzun vadede bakır fiyatlarının yeniden yükselmesini destekleyebilecek bir gelişme olarak değerlendirebiliriz. Çin hükümeti, emtia piyasalarında fiyatların aşırı düşmesiyle birlikte stok miktarlarını arttırmaya başlamıştı. Çin hem kendi üreterek hem de düşük fiyattan hammadde ithal ederek stoklarını arttırıyordu. Stok artışları, aynı zamanda büyüme oranlarına da pozitif katkı da bulunuyor. Ancak son dönemlerde stokların aşırı biçimde artması ve karşılığında yeterli düzeyde ara mal üretilememesi üzerine Çin hükümeti geçen hafta üretimleri azaltma kararı aldı. Bu gelişme başta metal fiyatları olmak üzere emtia fiyatlarının artmasına neden oldu. Çin’in üretim miktarlarını ve buna mukabil stoklarını önümüzdeki aylarda da azaltmaya devam etmesi halinde, bakırda yeni yükseliş trendlerinin oluşabileceğini ve orta – uzun vadede yeniden fiyat artışlarının devam edebileceğini düşünüyoruz.


7 Şubat 2016 Pazar

Yeni Haftaya Başlarken EURUSD (08.02.2016 - 12.02.2016)

Geçtiğimiz hafta EURUSD paritesi için uzun bir aradan sonra hızlı yükselişini gerçekleştiği bir hafta oldu. Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) ardından Japonya Merkez Bankası’nın da faizleri indirmesi, merkez bankalarının güvercin tutumlarında ne kadar kararlı olduklarını göstermekle beraber, FED’den gelecek olası faiz artırımın çeşitli boyutlardan tartışılmasına neden oldu. EURUSD paritesi hafta boyunca doların değer kaybı ve ECB başkanı Mario Drahi’nin teşvik açıklamalarına rağmen güçlenen Euro ile kademeli yükselişini sürdürdü. Parite, 22 Ekim’den bu yana görmediği zirveleri test etti. Draghi, mart ayı başında para politikası duruşunu gözden geçirmeye hazır olduklarını söylerken, ”gelişmiş ülkelerde büyümenin görünümü hafifçe iyileşiyor, ancak gelişmekte olan ülkelerin görünümü daha fazla baskıda. Toplamda büyüme, tarihi standartlara göre düşük şeklinde konuştu.

ABD’de ise zayıflayan ekonomik görünüm, 2016 senesindeki olası faiz artırımlarının nasıl ve ne aşamada geleceğine yönelik farklı varsayımların doğmasına neden oluyor. Hafta boyunca konuyla alakalı FED Başkanlarının açıklamalarını takip ettik. Özellikle bu sene FOMC’de oy hakkı bulunan üyelerin konuşmalar, faiz artırımıyla ilgili ipucu niteliği taşıyabilir. Kansas City FED Başkanı Esther George, piyasadaki çalkantıya rağmen, yeni faiz artışları beklediğini belirtti. Bir diğer bu sene FOMC’de oy hakkı bulunan Cleveland FED Başkanı Loretta Mester, finansal piyasalarda yaşanan türbülansın küresel büyüme görünümünü olumsuz etkilemesine rağmen, ABD ekonomisinin FED’in kademeli faiz artışını garantilemesini beklemeye devam ettiğini söyledi.


3 Şubat Çarşamba günü, ABD’de resmi istihdam verisinin ön göstergesi kabul edilen ADP Tarım Dışı İstihdam Değişikliği 205.000 kişi olarak açıklandı. Beklentinin üzerinde gelen veriye rağmen dolar değer kaybını hızlandırdı. 5 Şubat Cuma günü açıklanan resmi istihdam rakamları ise, önceki üç aya nazaran tahminlerin epey altında kalarak 151.000 olarak açıklandı.

Hafta boyunca  paritede değişiklik yaratabilecek en önemli verileri sıralarsak:

  • 10 Şubat Çarşamba - FED Başkanı Janet Yellen'ın Konuşması:  FED Başkanı Janet Yellen'ın ABD Parlamentosu'nda yapacağı konuşmasından giderek artan küresel ekonomik kriz tehdidi, Çin',n büyüme sorunu, merkez bankalarındaki genişlemeci politikaya olan eğilimleri ve petrol fiyatlarındaki düşüş trendi gibi dış faktörlerin yanı sıra, ABD'den açıklanan verilerin de negatif gelmesi sebebiyle Mart ayındaki FOMC toplantısında faiz artırımını erteleme yoluna mı gidecek yoksa kademeli sıkılaşma devam mı edecek anlamaya çalışacağız.
  • 12 Şubat Cuma - Euro Bölgesi GSYİH (4. Çeyrek) : 4. Çeyrek için çeyreklik bazda değişiklik beklenmeyip %0.30 olarak açıklanması tahmin edilirken; yıllık bazda 1 puan düşüşle %1.5 olacağı öngörülüyor. 

*******************************************************************************

Daha detaylı haftalık rapor için tıktık

İyi haftalar ;)







19 Ocak 2016 Salı

Petrol - 2015'in En Bahtsızı

2015 petrol için acıların yılı oldu diyebiliriz =) Ne düştün be petrol! :p 

Aşağıda Ekonomist dergisinin aylık Forex Ikon dergisinde çıkan Petrol yazım bulunuyor. Keyifli okumalar =)

Bu arada, yazımı okurken arka fonda Ajda Pekkan - Petrol çalmasın mı ;)
 
*********************************************************************************

Düşüşü durdurulamayan petrol fiyatları, ekonomisinin önemli bir kısmı petrol ihracatına dayanan ülkelerin belini büküyor. Durum böyle olunca, petrol üreticisi ülkelerin toplantı yapması kaçınılmazdı. Nitekim, OPEC üyesi ülkeler 4 Aralık’ta Viyana’da toplanıp, petrol fiyatlarındaki düşüşü durdurmayı görüşme kararı aldılar. OPEC toplantısından somut bir çözüm önerisi çıkmadı. Aralık ayının petrol fiyatlarını etkileyen en önemli gelişmesi olan OPEC toplantısının ardından petrol fiyatları daha da satış gördü. OPEC üyelerinin arasındaki anlaşmazlığa ek olarak, OPEC’ten küresel arz fazlası sorununu körükleyecek haber geldi. OPEC, Kasım ayındaki üretim seviyesindeki artışı açıkladı. 2016 ile birlikte İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılıyor oluşu, küresel arz fazlası sorununun büyüyeceğine ilişkin endişeleri artıran bir diğer gerçek. İranlı yetkililer de bu durumla alakalı iddialı açıklamalarını esirgemedi.

OPEC, Çözüm Bulmak Yerine Sorunu Körükledi…

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) 168. Olağan Toplantısı’nı 4 Aralık Cuma günü Viyana’da gerçekleştirdi. OPEC üyesi ülkelerin toplantıda görüşeceği düşünülen en önemli konu, petrol üretimi kotasının değiştirilip değiştirilmeyeceğiydi. Petrol fiyatlarındaki düşüşün durdurulabilmesi için ele alınacak bu konunun nasıl sonuçlanacağı, OPEC üyesi ülkelerin ortak görüşü olmadığı için oldukça belirsizdi. Dünyanın en büyük petrol ihracatçı ülkesi olan Suudi Arabistan Pazar payını korumak adına petrol üretiminde kesintiye gidilmesine karşıyken, Venezuela ise piyasaya petrol pompalama politikasının sürdürülemez olduğunu savunuyordu.
OPEC toplantısı büyük oyuncuların arzu ettiği şekilde sonuçlandı. OPEC üretim politikasının değişmemesi yönünde karar aldı. Ayrıca, günlük petrol üretim üst sınırı 31.5 milyon varil olarak belirlendi. Kararın açıklanmasıyla birlikte ham petroldeki geri çekilme sertleşti.

OPEC Raporunun İşaret Ettiği Vahim Gerçek…

10 Aralık Perşembe günü OPEC Kasım ayına ilişkin “Petrol Piyasası Raporu”nu yayınladı. Rapora göre, OPEC’in ham petrol üretimi bir önceki aya göre günlük 230.000 varil artarak 31.7 milyon varile çıktı. Bununla birlikte, OPEC ülkeleri içinde Kasım ayı boyunca üretimi en çok artan ülkeler Irak, Angola ve Kuveyt olurken, Nijerya, Libya ve Suudi Arabistan’ın petrol üretimi azaldı. OPEC raporu, petrol stoklarındaki artıştan kaynaklanan küresel arz fazlası sorununun önümüzdeki günlerde azalmayacağını ve düşen petrol fiyatlarının henüz dip seviyelerini görmediğini göstermiş oldu.

İran, Uluslararası Petrol Piyasalarına Agresif Dönüyor…


İran’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyesi 5 ülke ve Almanya ile nükleer müzakerelerde anlaşmaya varması sonucu İran’a uygulanan ambargoların petrol ihracatını da kapsayan önemli bir kısmının 2016 itibariyle kaldırılacağı duyuruldu. Dünyanın en büyük 5. Petrol ihracatçısı olan İran, 2016’da ambargoların kalkmasıyla yeniden döneceği uluslararası petrol piyasalarıyla ilgili iddialı açıklamalarda bulunmaya başladı. 2015 yılı sonlarına doğru İran Petrol Bakanı Bijan Namdar Zanganeh, önceliklerinin petrol ihracatını yaptırımlar öncesi seviyelere yükseltmek olduğunu söyledi. Bu açıklamanın ardından Ulusal İran Petrol Şirketi Başkanı Rokneddin Javadi, yaptırımların kalkmasıyla beraber petrol ihracatının günlük 500.000 varil artırılmasının planladığını belirtti. Bu haberler, küresel arz fazlası endişelerini tekrar gündeme getirince Crude fiyatları üç haftanın zirvesinden düştü.

18 Ocak 2016 Pazartesi

2015 Biterken EURUSD Paritesine Baktığımızda...

Zor bir seneyi arkamızda bıraktık. Dilerim 2016 hepimiz için tüm pozitifliklerin yaşandığı, pişmanlıkların arkamızda kaldığı bir sene olur =)

Ekonomist dergisinin aylık Forex Ikon dergisinde çıkan EURUSD yazım. Keyifli okumalar =)

*********************************************************************************

Yılın son ayı EURUSD paritesi için hızlı başladı, ancak Noel ve Yeni Yıl tatilleri yatırımcıları yavaşlattı. Aralık ayı boyunca pariteyi etkileyen en önemli makroekonomik gelişmeleri sıralarsak AMB faiz kararı ve FED’in faiz artırım kararı diyebiliriz. Bunlara ek olarak, ABD Tarım Dışı İstihdam verisinin tahminlerin üzerinde gelmesi ve 22 Aralık Salı günü 3. Çeyreklik için açıklanan ABD GSYİH verisinin daha düşüğe revize edilmesi, paritede volatilite yaratan gelişmeler oldu.

Beklenen AMB Hamlesi Yatırımcıları Memnun Etmedi…

3 Aralık Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası (AMB) Yönetim Konseyi, Aralık ayı faiz toplantısını gerçekleştirdi. AMB Başkanı Mario Draghi’nin önceki toplantılarda işaret ettiği gibi bu ay faiz kararlarında değişiklik olup olmayacağı merak konusuydu. Mart ayında açıklanan parasal genişleme programının ardından enflasyon seviyesi bir türlü istenen seviyelere yükselmeyince, AMB’nin teşvik programını genişleterek 60 milyar Euro’luk yeni bir alım açıklayacağı bekleniyordu.
Ancak beklendiği gibi olmadı. Avrupa Merkez Bankası mevduat faizini %-0.2’den %-0.3’e düşürdü. Bunun yanı sıra, politika faizini ve marjinal borç verme faizini aynı seviyede bıraktı. Mevduat faizi, yapılan anketlere paralel oranda indirilse de, piyasalar daha güvercin adımlar bekliyor olmalıydı ki kararın açıklanmasıyla birlikte Euro diğer para birimleri karşısında değer artışına başladı. Uluslararası piyasalar, parasal genişlemenin artırılmasını ve mevduat faizinde daha fazla indirime gidilmesini bekliyordu. Aksi olunca, yatırımcılar Euro’nun artık yeniden değerlenebileceği düşüncesiyle alıma geçti. EURUSD paritesi, 24 Ağustos’tan bu yana en hızlı yükselişini gösterdi.

Ve FED Nihayet Faizleri Artırdı…

2015 senesinin en çok konuşulan konusu, FED’in faizleri ne zaman artıracağıydı. 2006’dan bu yana faizleri artırmayan FED, 2008 senesinde faiz indirimine giderek ABD ekonomisine nefes aldırmayı hedeflemişti. Diğer yandan, FED zor zamanların aşılmasından sonra para politikasında normalleşmeye gideceğinin işaretlerini vermeye başlamıştı. FED Başkanı Janet Yellen yaptığı konuşmalarda dört önemli unsurun üzerinde duracaklarının altını çizdi: İşsizlik, İstihdam, Büyüme ve Enflasyon. 2015 senesi boyunca FED’in bu unsurlar için belirlediği hedeflerin ne kadarının gerçekleştiğini takip ettik. Yellen’ın 2 Aralık’ta yaptığı konuşmada, Ekim ayıyla birlikte gelen verilerin FED beklentileriyle uyumlu olduğunu ve faiz artışı için çok fazla beklemenin riskli olduğunu belirtti.

16 Aralık Çarşamba günü tüm senenin en önemli FOMC toplantısı sona erdi. Toplantıdan beklentileri yanıltmayacak şekilde faiz artırım kararı çıktı. 2006 yılından bu yana ilk kez alınan bu kararda FED Federal Fon Hedef Oranı’nı 25 baz puan artırarak %0.25 - %0.50 aralığına yükseltmiş oldu. FED Başkanı Janet Yellen’ın durum değerlendirmesi yaptığı basın toplantısındaki hem güvercin hem şahin açıklamaları, EURUSD paritesinin haftanın en yüksek seviyesini görmesinin ardından aynı hızla satışa geri dönmesine neden oldu. Yellen konuşmasında ABD ekonomisinde olağanüstü bir dönemin artık sonuna gelindiğini belirtirken, bundan sonra atılacak adımların kademeli faiz artışı olacağının altını çizdi. Piyasalar, FED’in faizleri artırmasını ihtimaller dahilinde beklediği için sert tepki göstermedi ve bu gelişmeyi bir bakıma hızlı “tüketti”. Vadeli kontrat traderlarına yapılan bir ankette Nisan ayında gelebilecek yeni bir faiz artırımına %47 olasılık verdikleri ortaya çıktı.


2 Aralık 2015 Çarşamba

Kasım Ayı Petrol Analizi

Ülkemizde gündem o kadar yoğun ve karışık ki, tüm dünyanın çözmeye çalıştığı küresel problemler, kimi zaman bizde pas geçilebiliyor. Finans sektöründeki insanların haricinde bu gelişmelerin insanların çok da umurunda olduğunu zannetmiyorum ama aslında bütün detayların bir şekilde birbiriyle bağlantılı olduğunu özellikle bu sektörün içine girdikten sonra daha da iyi farkedince, kendimce herkesle paylaşmam gerektiğini düşünür oldum =)

Size bir soru: Sizce neden Rusya ile Türkiye arasında kriz patlak verdi? 
=)

Kasım ayında petrol fiyatlarının nasıl bir yol izlediği ve bu durumu nelerin etkilediğini özetlediğim yazıyla karşınızdayım. Yazı aynı zamanda Ekonomist'in Pazar günü yayınlanacak Forex İkon dergisinde de bulunuyor. Dergimizi almanızı tavsiye ederim bu arada tabii ;)

Keyifli okumalar =)


*********************************************************************************

Kasım ayında ham petrol fiyatları aşağı yönlü trendini muhafaza etti. Küresel arz sorunu tüm canlılığını korurken, İran’ın 2016 senesinde petrol ambargosunun kalkıyor oluşu, petrol fiyatlarının daha da gerileyebileceğine yönelik endişeleri artırıyor. Bunların yanı sıra, Çin ekonomisindeki yavaşlama da petrol fiyatlarını negatif etkiliyor.

Düşen Fiyatlar Yüzünden Üretimde Kısıntıya Gidilecek Mi?
OPEC üyesi ülkeler ve üye olmayan petrol üreticisi ülkelerin tek ortak buluştuğu konu, petrol fiyatlarının düşüşünden yaşadıkları mağduriyet. Buna rağmen, bu konuyu çözebilmek için OPEC üyesi ülkeler bile kendi aralarında ortak görüşe varamıyorlar. Arz sorununun çözülebilmesi için üretimde kısıntıya gitmek seçeneği, Suudi Arabistan ve Katar gibi dünya petrol ihracatının önemli payına sahip ülkelerce kabul görmezken, Venezuela Petrol Bakanı Eulogio Del Pino’dan çarpıcı açıkla geldi. Del Pino, “OPEC piyasayı dengelemek için aksiyon almazsa, petrol 20 doların altına düşebilir” uyarısında bulundu. Son olarak, Libya da önümüzdeki günlerde petrol üretimini artıracağını duyurdu.

İran Hızlı Başlangıç Yapacak Gibi…
İran ile BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya’nın arasında varılan nükleer anlaşma gereği, İran’a petrol, doğalgaz, finans, havacılık ve deniz taşımacılığı alanlarında uygulanan yaptırımlar kaldırılacak. Anlaşmanın uygulanmaya başlayacağı tarih olan 2016 itibariyle, İran petrolünün piyasalara dönmesi söz konusu ve bu haber bile küresel arz sorunu nedeniyle düşüş trendi içinde olan petrol fiyatlarının son üç ayın en düşük seviyesine gerilemesine neden olmuştu. Özellikle İran Petrol Bakanı Bijan Namdar Zangareh’in “Bize de yer açın” tarzındaki açıklamaları, petrol üreticisi ülkelerce endişeyle karşılandı. Dünyanın en büyük dördüncü ham petrol rezervine sahip olan İran’ın, ambargolar kalktıktan sonra petrol üretimini günde 1 milyon varil artıracağı açıklamasının ardından OPEC 4 Aralık’ta Viyana’da üretim kotasını görüşmek üzere toplanma kararı aldı.

Çin Krizi Derinleşiyor…
Dünyanın en büyük petrol tüketicisi Çin’de ekonomik açıdan işlerin yolunda gitmiyor oluşu, ticari işbirliği içinde olduğu sektörleri ve ülkeleri negatif etkiliyor. Kasım ayı boyunca açıklanan ekonomik veriler, Çin’in ekonomik soğuma içinde olduğunu bir kez daha gösterdi.
****

Petrol piyasaları fiyatların düşüşüyle mücadele ederken, 24 Kasım Salı sabahı tüm Dünya, Türkiye ve Rusya arasında patlak veren askeri krizle güne başladı. Türkiye, Suriye ile olan sınırını ihlal ettiği gerekçesiyle Rus askeri uçağını düşürdü. Bu gelişme, Rusya ve Türkiye arasındaki iplerin gerilmesine neden oldu. Türkiye milleti anlaşılamayan hava aracını 5 dakika içinde 10 kez uyardığını iddia ederken, Rusya Türkiye tarafından hiç uyarılmadığını bildirdi. Taraflardan peşi sıra sert açıklamalar gelirken, 25 Kasım Çarşamba günü Rusya Suriye’deki 20 Türk tırını vurdu. Gelişmeler neticesinde “Yeni bir savaş mı başlayacak?” endişeleri başlarken, bölgenin petrol üretimi açısından oldukça kritik olması yüzünden petrol fiyatları hızla yükseldi. Ancak daha sonra taraflardan gelen askeri operasyon olmayacağı yönündeki açıklamalar, Crude fiyatlarını ana trendi olan aşağı yöne geri döndürdü.

17 Eylül 2015 Perşembe

16-17 Eylül FOMC Toplantısı ve Olası Faiz Kararı Sonuçları

Uzun zamandır küresel piyasalar, FED'den faiz artırım kararı gelecek mi, gelmeyecek mi konusunu tartışıyor. Ülkemiz gibi gelişmekte olan piyasalar için oldukça kritik sayılabilecek 16.-17 Eylül FOMC toplantısıyla ilgili bir rapor yazdım. Raporun süslü hali için ikonmenkul.com.tr adresine de bakabilirsiniz. Hatta, ikonx sayfasına girip, sitemize üye olursanız, ben ve diğer Araştırma ekibinden arkadaşlarımın yazdığı anlık ve günlük raporlardan faydalanabilirsiniz ;)

Keyifli okumalar =)

*********************************************************************************

ABD ekonomisi özellikle 2007-2009 yılları arasında inşaat ve bankacılık sektörlerinde yaşadığı çöküş yüzünden yeni bir “Büyük Buhran”la yüz yüze kaldı. FED, ABD ekonomisinin daha büyük bir çöküşe sürüklenmesini önlemek adına, borçlanma maliyetini düşürmek de dahil olmak üzere bir çok önlem aldı.
FED, 2008 global krizinde geçici bir önlem olarak faizleri %0 - 0.25 aralığına indirmişti ve genel beklenti zor zamanların aşılmasından sonra faizlerin tekrar eski seviyeye getirileceği şeklindeydi. Ancak geçen 6.5 sene ve 3 parasal genişleme hareketinden sonra, FED’in artık para politikasında normalleşmeye gideceğini açıklaması, düşük faize alışan piyasaların kaygı duymasına yol açtı.
FED Başkanı Janet Yellen, bundan önceki FOMC toplantıları sonrasında yaptığı açıklamalarda 2015 yılı içinde FED’in faiz artırımı kararı alabileceğini ve faiz artırımının tek seferden ziyade, kademeli olarak gerçekleşeceğini açıklamıştı. Yellen ayrıca yeni bir faiz artırımı için dört önemli unsurun üzerinde duracaklarını vurgulamıştı: İşsizlik, istihdam, büyüme ve enflasyon:
v  İŞSİZLİK
Küresel kriz öncesi ABD için doğal işsizlik oranı %4 olarak kabul edilirken, kriz sonrasında bu oran %5.2’ye çekilmişti. Son 5 yıllık işsizlik oranlarına baktığımızda, ABD’nin işsizlik hedefini gerçekleştirdiğini görüyoruz.
v  İSTİHDAM
2008’deki küresel krizin ardından istihdam kritik seviyelere gelse de, FED’in uyguladığı parasal genişleme programının olumlu katkısıyla yükseliş gözlendi. 2015 yılı içerisinde FED’in yapmış olduğu açıklamalara baktığımızda, istihdam hedefinin aylık 200 bin seviyesinde olduğu belirtilmiştir. Ağustos ayı verisi beklentinin oldukça altında kalmasına rağmen, sene içindeki istihdam verisi ortalamasının arzu edilen seviyenin üzerinde kalmaya devam etmesi, FED tarafından olumlu değerlendiriliyor.
v  BÜYÜME
Son 5 yılın büyüme rakamlarına baktığımızda, ABD ekonomisinin küresel kriz yüzünden daha esnek seviyelere getirilen büyüme hedefi olan yüzde 2.5 – 3.0 aralığını aştığını görüyoruz. Bu durum bize FED’in uyguladığı para politikasının büyüme üzerinde işe yaradığını gösteriyor. Son gelen büyüme rakamları, beklenti üzerinde gerçekleşerek %3.8 olarak açıklandı.
v  ENFLASYON
FED’in faiz artırımı konusunda en çok takıldığı nokta, ideal olarak kabul ettiği %2 seviyesinden oldukça uzak olan enflasyon oranı. Bu duruma rağmen, FED’den gelecek olası faiz artırım kararı için düşük enflasyon rakamı belirleyici olmayabilir. Zira, FED bu kararı 12-18 aylık süreyi ve enflasyon değişimini öngörerek alacaktır.
FED’in faiz kararı almasını etkileyebilecek dış faktörler de mevcut. FED hiç tartışmasız en büyük merkez bankası ve FED’de olabilecek bir sallantı, diğer küresel ekonomilerin düşmesine, hatta yıkılmasına neden olabilir. Dolayısıyla, Çin’deki devalüasyon, Latin Amerika ekonomilerindeki kriz ve gelişmekte olan ülkelerin yavaşlamaya girmesi gibi hassas durumlar, FED’in faiz kararını ötelemesine neden olabilir. Diğer önemli etmen olarak düşen emtia fiyatlarını gösterebiliriz. Emtia fiyatlarındaki düşüş, ABD enflasyonunun daha da düşmesine, dolayısıyla FED’in enflasyon hedefinden daha da uzaklaşılmasına sebep olabilir.

Uluslararası piyasalar, karışık açıklanan ekonomik veriler ve küresel ekonomilerdeki sallantılı durumları dikkate alarak FED’in faiz artırım kararı konusunda iki görüşe ayrılmış durumda: Faizler artırılmalı ve arttırmamalı.
 FED’in Faizleri Artırması Durumunda Yaşanabilecekler…
FED 2006 yılından sonra ilk defa faiz artırımına gitme yolunda. İki gün süren FOMC toplantısı sonrasında faiz artırımı kararı çıkarsa, İngiltere Merkez Bankası’ndan da aynı hamlenin geleceği konuşuluyor. Buna karşılık, Euro Bölgesi, Japonya ve Çin merkez bankaları bir süre daha faizleri artırmama görüşündeler.
FED faizleri artırdığı zaman, ABD’li tüketiciler ve iş dünyası dolar alırken, daha fazla borçlanma maliyetiyle karşı karşıya kalacaklar. Yatırımcılar, daha fazla getiri sağlayacaklarını düşünerek dolara yönelecekleri için dolar daha da değerlenecek. Diğer taraftan, tüm dünyada hali hazırda dolar üzerinden borcu olan şirketlerin veya bireysel yatırımcıların borç yükü daha da ağırlaşmış olacak.
FED’in Faizleri Artırmaması Durumunda Yaşanabilecekler…
Eylül ayı FOMC toplantısının ardından ABD ekonomisinin iyiye gittiği ancak henüz faiz artırımına hazır olmadığı yönünde bir açıklama gelebilir. FED’in faizleri ilerleyen dönemde artıracak olması, faizin artış hızını etkileyebilir. Böyle bir durumda, FED faizleri daha kısa süre içerisinde arka arkaya artırmak zorunda kalabilir.
Faiz artırım kararının ötelenmesi, gelişmekte olan ülkelerin bir süre daha rahat nefes almasını sağlar. Ancak faiz artırım beklentisi devam ettiği için, mevcut küresel koşullarda bu iyimserlik kısa soluklu olacaktır.
ABD ekonomisindeki toparlanma biraz daha zaman alacağı için, bu durum endekslere ve dolara negatif yansıyabilir. Emtialar ve diğer pariteler dolar karşısında değer kazanır.
Tahvil ve bono piyasalarında faizlerin değer kaybettiğini görebiliriz.


15 Mart 2015 Pazar

Türkiye Nasıl Bir Hafta Geçirdi Ve Bu Hafta Açıklanacak Veriler (16 - 20 Mart 2015)


Türkiye geçtiğimiz haftayı gündem bakımından oldukça yoğun, ama ekonomik veriler açısından sakin geçirdi. Bu hafta açıklanan ekonomik verilere baktığımızda ilk olarak Pazartesi günü Türkiye Sanayi Üretimi verisi beklenti altında geldi. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1.6 büyümesi beklenirken %2.2 oranında azaldı. Ekonomik büyümeye ilişkin beklentileri etkilemesi açısından takip edilen bu verinin gerileme göstermesi, 2014 yılı büyüme tahminlerinin düşmesinden sonra 2015 büyüme tahminlerini de azalma şeklinde etkileyebileceği düşünülüyor. Haftanın diğer verisi ise Çarşamba günü açıklanan Cari Denge idi. 2015 yılı Ocak ayı için açıklanan veriye göre Cari İşlemler Açığı 2 milyar 2 milyon dolar oldu. Bunun sonucunda 12 aylık cari işlemler açığı 42 milyar 866 milyon dolara geriledi. Haftanın son verisi TCMB tarafından açıklanan Yıl Sonu TÜFE Tahmini oldu. Her ay açıklanan bu veri TCMB’nin finansal ve reel sektörde karar alıcı ve uzman kişiler ile profesyoneller arasından seçilen 71 kişiye yaptığı beklenti anketine göre belirleniyor. Mart ayı için açıklanan oran bir önceki aya göre yükseliş göstererek %6.98 oldu. Şubat ayındaki TÜFE tahmini %6.77 olmuştu.


Haftanın en önemli olayı 11 Mart Çarşamba günü TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın “Ekonomik Gelişmeler” başlığı altında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yaptığı sunum oldu. Haftalardır Merkez Bankası ve Cumhurbaşkanlık arasında devam eden gerginlik piyasalara Dolar/TL paritesinin rekor seviyelere çıkması olarak yansımıştı. Başçı, hazırladığı 130 sayfalık sunumu 5 ana başlık altında (Kur Gelişmeleri, Dış Ticaret Gelişmeleri, Enflasyon ve Faiz, Yatırımın Belirleyicileri ve son olarak Temel Ekonomik Göstergeler) topladı. Yapılan sunumda özetle, faizlerin indirilmesi durumunda doların daha da artacağı ve bu durum karşısında enflasyon ve ekonomik istikrarın tehdit altında olacağı anlatıldı. TCMB Başkanı Erdem Başçı, dikkatlerin faiz ve dolar yerine büyüme oranlarındaki değişime odaklanması gerektiği uyarısında bulundu. Ayrıca, piyasa faizlerinin düşürülmesi için yapılması gerekenleri istikrar ve güven artırıcı adımlar, mali disiplin (Kamu borç yükünün hafifletilmesi), fiyat istikrarına odaklı bir para politikası duruşu olarak sıraladı. Bunlara ek olarak, bu adımların takip edilmesi halinde enflasyon beklentileri ve enflasyon risk primi düşeceğinden piyasa faizleri kademeli olarak düşebileceğini söyledi. Ekonomistler sunumu, Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın uzun ve detaylı olarak eleştirilere yanıtı olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ertesi gün gelen açıklama da aralarındaki sorunun tatlıya bağlandığı şeklinde oldu.

Geçtiğimiz Dünya'da ve Türkiye'de neler oldu daha detaylı incelemek isterseniz, buyurun tıktık

Önümüzdeki hafta Türkiye'de açıklanacak veriler aşağıdaki tabloda detaylı olarak gösteriliyor. Haftanın en önemli olayı Salı günü gerçekleşecek PPK toplantısı olacak. Genel görüş, toplantı sonucunda açıklanacak faiz kararlarının bir önceki ayla sabit kalacağı şeklinde. Bununla birlikte, TCMB'nin sürpriz yapıp "sıkı para politikası" çerçevesinde faiz artırımına gitme ihtimali de uzmanlarca olası görülen bir diğer görüş.


SONUÇ
BEKLENEN
ÖNCEKİ
16 Mart 2015, Pazartesi



Türkiye Çeyreklik (Üç Aylık) İşsizlik Ortalaması (Aralık)

%10.7
Türkiye Bütçe Dengesi (Şubat)

3.80B
17 Mart 2015, Salı

Bir Hafta Vadeli Repo İhale Faiz Oranı (Mart)
%7.50
%7.50
Borçlanma Faiz Oranı
%7.25
%7.25
Gecelik Faiz Oranları
%10.75
%10.75
20 Mart 2015, Cuma

Merkezi Hükümet Borç Stoku (Şubat)

621.2B