Uzun zamandır küresel piyasalar, FED'den faiz artırım kararı gelecek mi, gelmeyecek mi konusunu tartışıyor. Ülkemiz gibi gelişmekte olan piyasalar için oldukça kritik sayılabilecek 16.-17 Eylül FOMC toplantısıyla ilgili bir rapor yazdım. Raporun süslü hali için ikonmenkul.com.tr adresine de bakabilirsiniz. Hatta, ikonx sayfasına girip, sitemize üye olursanız, ben ve diğer Araştırma ekibinden arkadaşlarımın yazdığı anlık ve günlük raporlardan faydalanabilirsiniz ;)
Keyifli okumalar =)
*********************************************************************************
ABD ekonomisi özellikle 2007-2009
yılları arasında inşaat ve bankacılık sektörlerinde yaşadığı çöküş yüzünden
yeni bir “Büyük Buhran”la yüz yüze kaldı. FED, ABD ekonomisinin daha büyük bir
çöküşe sürüklenmesini önlemek adına, borçlanma maliyetini düşürmek de dahil
olmak üzere bir çok önlem aldı.
FED, 2008 global krizinde geçici
bir önlem olarak faizleri %0 - 0.25 aralığına indirmişti ve genel beklenti zor
zamanların aşılmasından sonra faizlerin tekrar eski seviyeye getirileceği
şeklindeydi. Ancak geçen 6.5 sene ve 3 parasal genişleme hareketinden sonra, FED’in
artık para politikasında normalleşmeye gideceğini açıklaması, düşük faize
alışan piyasaların kaygı duymasına yol açtı.
FED Başkanı Janet Yellen, bundan
önceki FOMC toplantıları sonrasında yaptığı açıklamalarda 2015 yılı içinde
FED’in faiz artırımı kararı alabileceğini ve faiz artırımının tek seferden
ziyade, kademeli olarak gerçekleşeceğini açıklamıştı. Yellen ayrıca yeni bir
faiz artırımı için dört önemli unsurun üzerinde duracaklarını vurgulamıştı:
İşsizlik, istihdam, büyüme ve enflasyon:
v İŞSİZLİK
Küresel kriz öncesi ABD için
doğal işsizlik oranı %4 olarak kabul edilirken, kriz sonrasında bu oran %5.2’ye
çekilmişti. Son 5 yıllık işsizlik oranlarına baktığımızda, ABD’nin işsizlik
hedefini gerçekleştirdiğini görüyoruz.
v İSTİHDAM
2008’deki küresel krizin ardından
istihdam kritik seviyelere gelse de, FED’in uyguladığı parasal genişleme
programının olumlu katkısıyla yükseliş gözlendi. 2015 yılı içerisinde FED’in
yapmış olduğu açıklamalara baktığımızda, istihdam hedefinin aylık 200 bin
seviyesinde olduğu belirtilmiştir. Ağustos ayı verisi beklentinin oldukça
altında kalmasına rağmen, sene içindeki istihdam verisi ortalamasının arzu
edilen seviyenin üzerinde kalmaya devam etmesi, FED tarafından olumlu
değerlendiriliyor.
v BÜYÜME
Son 5 yılın büyüme rakamlarına
baktığımızda, ABD ekonomisinin küresel kriz yüzünden daha esnek seviyelere
getirilen büyüme hedefi olan yüzde 2.5 – 3.0 aralığını aştığını görüyoruz. Bu
durum bize FED’in uyguladığı para politikasının büyüme üzerinde işe yaradığını
gösteriyor. Son gelen büyüme rakamları, beklenti üzerinde gerçekleşerek %3.8
olarak açıklandı.
v ENFLASYON
FED’in faiz artırımı konusunda en
çok takıldığı nokta, ideal olarak kabul ettiği %2 seviyesinden oldukça uzak
olan enflasyon oranı. Bu duruma rağmen, FED’den gelecek olası faiz artırım
kararı için düşük enflasyon rakamı belirleyici olmayabilir. Zira, FED bu kararı
12-18 aylık süreyi ve enflasyon değişimini öngörerek alacaktır.
FED’in faiz kararı almasını
etkileyebilecek dış faktörler de mevcut. FED hiç tartışmasız en büyük merkez
bankası ve FED’de olabilecek bir sallantı, diğer küresel ekonomilerin
düşmesine, hatta yıkılmasına neden olabilir. Dolayısıyla, Çin’deki devalüasyon,
Latin Amerika ekonomilerindeki kriz ve gelişmekte olan ülkelerin yavaşlamaya
girmesi gibi hassas durumlar, FED’in faiz kararını ötelemesine neden olabilir.
Diğer önemli etmen olarak düşen emtia fiyatlarını gösterebiliriz. Emtia
fiyatlarındaki düşüş, ABD enflasyonunun daha da düşmesine, dolayısıyla FED’in
enflasyon hedefinden daha da uzaklaşılmasına sebep olabilir.
Uluslararası piyasalar, karışık
açıklanan ekonomik veriler ve küresel ekonomilerdeki sallantılı durumları
dikkate alarak FED’in faiz artırım kararı konusunda iki görüşe ayrılmış
durumda: Faizler artırılmalı ve arttırmamalı.
FED’in Faizleri Artırması
Durumunda Yaşanabilecekler…
FED 2006 yılından sonra ilk defa
faiz artırımına gitme yolunda. İki gün süren FOMC toplantısı sonrasında faiz
artırımı kararı çıkarsa, İngiltere Merkez Bankası’ndan da aynı hamlenin
geleceği konuşuluyor. Buna karşılık, Euro Bölgesi, Japonya ve Çin merkez
bankaları bir süre daha faizleri artırmama görüşündeler.
FED faizleri artırdığı zaman,
ABD’li tüketiciler ve iş dünyası dolar alırken, daha fazla borçlanma
maliyetiyle karşı karşıya kalacaklar. Yatırımcılar, daha fazla getiri
sağlayacaklarını düşünerek dolara yönelecekleri için dolar daha da
değerlenecek. Diğer taraftan, tüm dünyada hali hazırda dolar üzerinden borcu
olan şirketlerin veya bireysel yatırımcıların borç yükü daha da ağırlaşmış olacak.
FED’in Faizleri Artırmaması Durumunda Yaşanabilecekler…
Eylül ayı FOMC toplantısının
ardından ABD ekonomisinin iyiye gittiği ancak henüz faiz artırımına hazır
olmadığı yönünde bir açıklama gelebilir. FED’in faizleri ilerleyen dönemde
artıracak olması, faizin artış hızını etkileyebilir. Böyle bir durumda, FED
faizleri daha kısa süre içerisinde arka arkaya artırmak zorunda kalabilir.
Faiz artırım kararının
ötelenmesi, gelişmekte olan ülkelerin bir süre daha rahat nefes almasını
sağlar. Ancak faiz artırım beklentisi devam ettiği için, mevcut küresel
koşullarda bu iyimserlik kısa soluklu olacaktır.
ABD ekonomisindeki toparlanma
biraz daha zaman alacağı için, bu durum endekslere ve dolara negatif
yansıyabilir. Emtialar ve diğer pariteler dolar karşısında değer kazanır.
Tahvil ve bono piyasalarında faizlerin değer kaybettiğini
görebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder