2 Aralık 2015 Çarşamba

Kasım Ayı Petrol Analizi

Ülkemizde gündem o kadar yoğun ve karışık ki, tüm dünyanın çözmeye çalıştığı küresel problemler, kimi zaman bizde pas geçilebiliyor. Finans sektöründeki insanların haricinde bu gelişmelerin insanların çok da umurunda olduğunu zannetmiyorum ama aslında bütün detayların bir şekilde birbiriyle bağlantılı olduğunu özellikle bu sektörün içine girdikten sonra daha da iyi farkedince, kendimce herkesle paylaşmam gerektiğini düşünür oldum =)

Size bir soru: Sizce neden Rusya ile Türkiye arasında kriz patlak verdi? 
=)

Kasım ayında petrol fiyatlarının nasıl bir yol izlediği ve bu durumu nelerin etkilediğini özetlediğim yazıyla karşınızdayım. Yazı aynı zamanda Ekonomist'in Pazar günü yayınlanacak Forex İkon dergisinde de bulunuyor. Dergimizi almanızı tavsiye ederim bu arada tabii ;)

Keyifli okumalar =)


*********************************************************************************

Kasım ayında ham petrol fiyatları aşağı yönlü trendini muhafaza etti. Küresel arz sorunu tüm canlılığını korurken, İran’ın 2016 senesinde petrol ambargosunun kalkıyor oluşu, petrol fiyatlarının daha da gerileyebileceğine yönelik endişeleri artırıyor. Bunların yanı sıra, Çin ekonomisindeki yavaşlama da petrol fiyatlarını negatif etkiliyor.

Düşen Fiyatlar Yüzünden Üretimde Kısıntıya Gidilecek Mi?
OPEC üyesi ülkeler ve üye olmayan petrol üreticisi ülkelerin tek ortak buluştuğu konu, petrol fiyatlarının düşüşünden yaşadıkları mağduriyet. Buna rağmen, bu konuyu çözebilmek için OPEC üyesi ülkeler bile kendi aralarında ortak görüşe varamıyorlar. Arz sorununun çözülebilmesi için üretimde kısıntıya gitmek seçeneği, Suudi Arabistan ve Katar gibi dünya petrol ihracatının önemli payına sahip ülkelerce kabul görmezken, Venezuela Petrol Bakanı Eulogio Del Pino’dan çarpıcı açıkla geldi. Del Pino, “OPEC piyasayı dengelemek için aksiyon almazsa, petrol 20 doların altına düşebilir” uyarısında bulundu. Son olarak, Libya da önümüzdeki günlerde petrol üretimini artıracağını duyurdu.

İran Hızlı Başlangıç Yapacak Gibi…
İran ile BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya’nın arasında varılan nükleer anlaşma gereği, İran’a petrol, doğalgaz, finans, havacılık ve deniz taşımacılığı alanlarında uygulanan yaptırımlar kaldırılacak. Anlaşmanın uygulanmaya başlayacağı tarih olan 2016 itibariyle, İran petrolünün piyasalara dönmesi söz konusu ve bu haber bile küresel arz sorunu nedeniyle düşüş trendi içinde olan petrol fiyatlarının son üç ayın en düşük seviyesine gerilemesine neden olmuştu. Özellikle İran Petrol Bakanı Bijan Namdar Zangareh’in “Bize de yer açın” tarzındaki açıklamaları, petrol üreticisi ülkelerce endişeyle karşılandı. Dünyanın en büyük dördüncü ham petrol rezervine sahip olan İran’ın, ambargolar kalktıktan sonra petrol üretimini günde 1 milyon varil artıracağı açıklamasının ardından OPEC 4 Aralık’ta Viyana’da üretim kotasını görüşmek üzere toplanma kararı aldı.

Çin Krizi Derinleşiyor…
Dünyanın en büyük petrol tüketicisi Çin’de ekonomik açıdan işlerin yolunda gitmiyor oluşu, ticari işbirliği içinde olduğu sektörleri ve ülkeleri negatif etkiliyor. Kasım ayı boyunca açıklanan ekonomik veriler, Çin’in ekonomik soğuma içinde olduğunu bir kez daha gösterdi.
****

Petrol piyasaları fiyatların düşüşüyle mücadele ederken, 24 Kasım Salı sabahı tüm Dünya, Türkiye ve Rusya arasında patlak veren askeri krizle güne başladı. Türkiye, Suriye ile olan sınırını ihlal ettiği gerekçesiyle Rus askeri uçağını düşürdü. Bu gelişme, Rusya ve Türkiye arasındaki iplerin gerilmesine neden oldu. Türkiye milleti anlaşılamayan hava aracını 5 dakika içinde 10 kez uyardığını iddia ederken, Rusya Türkiye tarafından hiç uyarılmadığını bildirdi. Taraflardan peşi sıra sert açıklamalar gelirken, 25 Kasım Çarşamba günü Rusya Suriye’deki 20 Türk tırını vurdu. Gelişmeler neticesinde “Yeni bir savaş mı başlayacak?” endişeleri başlarken, bölgenin petrol üretimi açısından oldukça kritik olması yüzünden petrol fiyatları hızla yükseldi. Ancak daha sonra taraflardan gelen askeri operasyon olmayacağı yönündeki açıklamalar, Crude fiyatlarını ana trendi olan aşağı yöne geri döndürdü.

17 Eylül 2015 Perşembe

16-17 Eylül FOMC Toplantısı ve Olası Faiz Kararı Sonuçları

Uzun zamandır küresel piyasalar, FED'den faiz artırım kararı gelecek mi, gelmeyecek mi konusunu tartışıyor. Ülkemiz gibi gelişmekte olan piyasalar için oldukça kritik sayılabilecek 16.-17 Eylül FOMC toplantısıyla ilgili bir rapor yazdım. Raporun süslü hali için ikonmenkul.com.tr adresine de bakabilirsiniz. Hatta, ikonx sayfasına girip, sitemize üye olursanız, ben ve diğer Araştırma ekibinden arkadaşlarımın yazdığı anlık ve günlük raporlardan faydalanabilirsiniz ;)

Keyifli okumalar =)

*********************************************************************************

ABD ekonomisi özellikle 2007-2009 yılları arasında inşaat ve bankacılık sektörlerinde yaşadığı çöküş yüzünden yeni bir “Büyük Buhran”la yüz yüze kaldı. FED, ABD ekonomisinin daha büyük bir çöküşe sürüklenmesini önlemek adına, borçlanma maliyetini düşürmek de dahil olmak üzere bir çok önlem aldı.
FED, 2008 global krizinde geçici bir önlem olarak faizleri %0 - 0.25 aralığına indirmişti ve genel beklenti zor zamanların aşılmasından sonra faizlerin tekrar eski seviyeye getirileceği şeklindeydi. Ancak geçen 6.5 sene ve 3 parasal genişleme hareketinden sonra, FED’in artık para politikasında normalleşmeye gideceğini açıklaması, düşük faize alışan piyasaların kaygı duymasına yol açtı.
FED Başkanı Janet Yellen, bundan önceki FOMC toplantıları sonrasında yaptığı açıklamalarda 2015 yılı içinde FED’in faiz artırımı kararı alabileceğini ve faiz artırımının tek seferden ziyade, kademeli olarak gerçekleşeceğini açıklamıştı. Yellen ayrıca yeni bir faiz artırımı için dört önemli unsurun üzerinde duracaklarını vurgulamıştı: İşsizlik, istihdam, büyüme ve enflasyon:
v  İŞSİZLİK
Küresel kriz öncesi ABD için doğal işsizlik oranı %4 olarak kabul edilirken, kriz sonrasında bu oran %5.2’ye çekilmişti. Son 5 yıllık işsizlik oranlarına baktığımızda, ABD’nin işsizlik hedefini gerçekleştirdiğini görüyoruz.
v  İSTİHDAM
2008’deki küresel krizin ardından istihdam kritik seviyelere gelse de, FED’in uyguladığı parasal genişleme programının olumlu katkısıyla yükseliş gözlendi. 2015 yılı içerisinde FED’in yapmış olduğu açıklamalara baktığımızda, istihdam hedefinin aylık 200 bin seviyesinde olduğu belirtilmiştir. Ağustos ayı verisi beklentinin oldukça altında kalmasına rağmen, sene içindeki istihdam verisi ortalamasının arzu edilen seviyenin üzerinde kalmaya devam etmesi, FED tarafından olumlu değerlendiriliyor.
v  BÜYÜME
Son 5 yılın büyüme rakamlarına baktığımızda, ABD ekonomisinin küresel kriz yüzünden daha esnek seviyelere getirilen büyüme hedefi olan yüzde 2.5 – 3.0 aralığını aştığını görüyoruz. Bu durum bize FED’in uyguladığı para politikasının büyüme üzerinde işe yaradığını gösteriyor. Son gelen büyüme rakamları, beklenti üzerinde gerçekleşerek %3.8 olarak açıklandı.
v  ENFLASYON
FED’in faiz artırımı konusunda en çok takıldığı nokta, ideal olarak kabul ettiği %2 seviyesinden oldukça uzak olan enflasyon oranı. Bu duruma rağmen, FED’den gelecek olası faiz artırım kararı için düşük enflasyon rakamı belirleyici olmayabilir. Zira, FED bu kararı 12-18 aylık süreyi ve enflasyon değişimini öngörerek alacaktır.
FED’in faiz kararı almasını etkileyebilecek dış faktörler de mevcut. FED hiç tartışmasız en büyük merkez bankası ve FED’de olabilecek bir sallantı, diğer küresel ekonomilerin düşmesine, hatta yıkılmasına neden olabilir. Dolayısıyla, Çin’deki devalüasyon, Latin Amerika ekonomilerindeki kriz ve gelişmekte olan ülkelerin yavaşlamaya girmesi gibi hassas durumlar, FED’in faiz kararını ötelemesine neden olabilir. Diğer önemli etmen olarak düşen emtia fiyatlarını gösterebiliriz. Emtia fiyatlarındaki düşüş, ABD enflasyonunun daha da düşmesine, dolayısıyla FED’in enflasyon hedefinden daha da uzaklaşılmasına sebep olabilir.

Uluslararası piyasalar, karışık açıklanan ekonomik veriler ve küresel ekonomilerdeki sallantılı durumları dikkate alarak FED’in faiz artırım kararı konusunda iki görüşe ayrılmış durumda: Faizler artırılmalı ve arttırmamalı.
 FED’in Faizleri Artırması Durumunda Yaşanabilecekler…
FED 2006 yılından sonra ilk defa faiz artırımına gitme yolunda. İki gün süren FOMC toplantısı sonrasında faiz artırımı kararı çıkarsa, İngiltere Merkez Bankası’ndan da aynı hamlenin geleceği konuşuluyor. Buna karşılık, Euro Bölgesi, Japonya ve Çin merkez bankaları bir süre daha faizleri artırmama görüşündeler.
FED faizleri artırdığı zaman, ABD’li tüketiciler ve iş dünyası dolar alırken, daha fazla borçlanma maliyetiyle karşı karşıya kalacaklar. Yatırımcılar, daha fazla getiri sağlayacaklarını düşünerek dolara yönelecekleri için dolar daha da değerlenecek. Diğer taraftan, tüm dünyada hali hazırda dolar üzerinden borcu olan şirketlerin veya bireysel yatırımcıların borç yükü daha da ağırlaşmış olacak.
FED’in Faizleri Artırmaması Durumunda Yaşanabilecekler…
Eylül ayı FOMC toplantısının ardından ABD ekonomisinin iyiye gittiği ancak henüz faiz artırımına hazır olmadığı yönünde bir açıklama gelebilir. FED’in faizleri ilerleyen dönemde artıracak olması, faizin artış hızını etkileyebilir. Böyle bir durumda, FED faizleri daha kısa süre içerisinde arka arkaya artırmak zorunda kalabilir.
Faiz artırım kararının ötelenmesi, gelişmekte olan ülkelerin bir süre daha rahat nefes almasını sağlar. Ancak faiz artırım beklentisi devam ettiği için, mevcut küresel koşullarda bu iyimserlik kısa soluklu olacaktır.
ABD ekonomisindeki toparlanma biraz daha zaman alacağı için, bu durum endekslere ve dolara negatif yansıyabilir. Emtialar ve diğer pariteler dolar karşısında değer kazanır.
Tahvil ve bono piyasalarında faizlerin değer kaybettiğini görebiliriz.


15 Mart 2015 Pazar

Türkiye Nasıl Bir Hafta Geçirdi Ve Bu Hafta Açıklanacak Veriler (16 - 20 Mart 2015)


Türkiye geçtiğimiz haftayı gündem bakımından oldukça yoğun, ama ekonomik veriler açısından sakin geçirdi. Bu hafta açıklanan ekonomik verilere baktığımızda ilk olarak Pazartesi günü Türkiye Sanayi Üretimi verisi beklenti altında geldi. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1.6 büyümesi beklenirken %2.2 oranında azaldı. Ekonomik büyümeye ilişkin beklentileri etkilemesi açısından takip edilen bu verinin gerileme göstermesi, 2014 yılı büyüme tahminlerinin düşmesinden sonra 2015 büyüme tahminlerini de azalma şeklinde etkileyebileceği düşünülüyor. Haftanın diğer verisi ise Çarşamba günü açıklanan Cari Denge idi. 2015 yılı Ocak ayı için açıklanan veriye göre Cari İşlemler Açığı 2 milyar 2 milyon dolar oldu. Bunun sonucunda 12 aylık cari işlemler açığı 42 milyar 866 milyon dolara geriledi. Haftanın son verisi TCMB tarafından açıklanan Yıl Sonu TÜFE Tahmini oldu. Her ay açıklanan bu veri TCMB’nin finansal ve reel sektörde karar alıcı ve uzman kişiler ile profesyoneller arasından seçilen 71 kişiye yaptığı beklenti anketine göre belirleniyor. Mart ayı için açıklanan oran bir önceki aya göre yükseliş göstererek %6.98 oldu. Şubat ayındaki TÜFE tahmini %6.77 olmuştu.


Haftanın en önemli olayı 11 Mart Çarşamba günü TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın “Ekonomik Gelişmeler” başlığı altında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yaptığı sunum oldu. Haftalardır Merkez Bankası ve Cumhurbaşkanlık arasında devam eden gerginlik piyasalara Dolar/TL paritesinin rekor seviyelere çıkması olarak yansımıştı. Başçı, hazırladığı 130 sayfalık sunumu 5 ana başlık altında (Kur Gelişmeleri, Dış Ticaret Gelişmeleri, Enflasyon ve Faiz, Yatırımın Belirleyicileri ve son olarak Temel Ekonomik Göstergeler) topladı. Yapılan sunumda özetle, faizlerin indirilmesi durumunda doların daha da artacağı ve bu durum karşısında enflasyon ve ekonomik istikrarın tehdit altında olacağı anlatıldı. TCMB Başkanı Erdem Başçı, dikkatlerin faiz ve dolar yerine büyüme oranlarındaki değişime odaklanması gerektiği uyarısında bulundu. Ayrıca, piyasa faizlerinin düşürülmesi için yapılması gerekenleri istikrar ve güven artırıcı adımlar, mali disiplin (Kamu borç yükünün hafifletilmesi), fiyat istikrarına odaklı bir para politikası duruşu olarak sıraladı. Bunlara ek olarak, bu adımların takip edilmesi halinde enflasyon beklentileri ve enflasyon risk primi düşeceğinden piyasa faizleri kademeli olarak düşebileceğini söyledi. Ekonomistler sunumu, Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın uzun ve detaylı olarak eleştirilere yanıtı olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ertesi gün gelen açıklama da aralarındaki sorunun tatlıya bağlandığı şeklinde oldu.

Geçtiğimiz Dünya'da ve Türkiye'de neler oldu daha detaylı incelemek isterseniz, buyurun tıktık

Önümüzdeki hafta Türkiye'de açıklanacak veriler aşağıdaki tabloda detaylı olarak gösteriliyor. Haftanın en önemli olayı Salı günü gerçekleşecek PPK toplantısı olacak. Genel görüş, toplantı sonucunda açıklanacak faiz kararlarının bir önceki ayla sabit kalacağı şeklinde. Bununla birlikte, TCMB'nin sürpriz yapıp "sıkı para politikası" çerçevesinde faiz artırımına gitme ihtimali de uzmanlarca olası görülen bir diğer görüş.


SONUÇ
BEKLENEN
ÖNCEKİ
16 Mart 2015, Pazartesi



Türkiye Çeyreklik (Üç Aylık) İşsizlik Ortalaması (Aralık)

%10.7
Türkiye Bütçe Dengesi (Şubat)

3.80B
17 Mart 2015, Salı

Bir Hafta Vadeli Repo İhale Faiz Oranı (Mart)
%7.50
%7.50
Borçlanma Faiz Oranı
%7.25
%7.25
Gecelik Faiz Oranları
%10.75
%10.75
20 Mart 2015, Cuma

Merkezi Hükümet Borç Stoku (Şubat)

621.2B





8 Mart 2015 Pazar

Geçtiğimiz Hafta Türkiye'de Nasıl Geçti Ve Bu Hafta Açıklanacak Veriler (9 - 13 Mart 2015)

Türkiye, ekonomik veriler açısından sakin bir hafta geçirse de tansiyonu yüksek bir hafta yaşadı. Bu hafta açıklanan ekonomik verileri incelediğimizde dikkatimizi ilk olarak Salı günü açıklanan enflasyon verisi çekiyor. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre Şubat ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda %0.71 oranında gelerek beklenti altında artış gösterdi. Ocak ayında TÜFE %1.10 oranında artmıştı. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise aylık bazda %1.20 oranında artış gösterdi. Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarına %7.55 oranında artış olarak yansırken, üretici fiyatlarında beklenti altında kalarak %3.10 oranında bir artış oldu. Ana harcama gruplarına bakıldığında tüketici fiyatlarında en çok artış gösteren %2.59 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubu olurken, en fazla düşüş gösteren grup da %6.58 ile giyim ve ayakkabı oldu. Haftanın son günü Hazine Müsteşarlığı, Şubat ayına ilişkin nakit gerçekleşmeleri açıkladı ve buna göre Hazine Nakit Dengesi 8.460 milyar TL açık verdi.

Bu hafta Türkiye’de yaşanan önemli olaylar olarak S&P’den gelen Türk bankalarıyla ilgili değerlendirme raporu, Citigroup’un paylarını satarak Akbank’tan çıkması ve özellikle haftanın son gününde Türk lirasında meydana gelen değer kaybını sıralayabiliriz. İlk olarak, dünyanın en büyük kredi derecelendirme kuruluşlarından biri olarak kabul edilen Standard&Poor’s (S&P) Çarşamba günü Türk bankalarıyla ilgili bir değerlendirme raporu yayınladı. Avrupa Merkez Bankası’nın parasal programına devam etmesinin Türk bankalarını pozitif etkileyeceğini belirten S&P, Türkiye’de kredi büyüme hızının zayıflamasını bankalar için olumlu bir gelişme olarak gördüklerini bildirdi. Haftanın diğer önemli olayı da Citigroup’un Akbank’taki sermayenin  %9.9’una tekabül eden paylarını satışa çıkardığı haberi oldu.  Akbank tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamaya göre, Citigroup’un Akbank’ta kalan son %9.9’luk payını, grup oldukları kararla satış kararı aldıklarını ve böylece Akbank’tan tamamen çıkacaklarını duyurdu. Citigroup, toplam 396 milyon hisse senedine tekabül eden bu satıştan 1.15 milyar dolar gelir elde etmiş oldu. 2007 yılında 3.1 milyar dolar ödeyerek Akbank hisselerini satın alan Citigroup, bu satıştan 800 milyon dolar zarar etmiş oldu.

Haftanın en dikkat çekici olayı ise tartışmasız Türk lirasında yaşanan değer kaybı oldu. Geçtiğimiz hafta TCMB tarafından alınan faiz indirimi kararı her ne kadar beklentiyle örtüşse de, hükümet kanadı ve Cumhurbaşkanı tarafından sert şekilde eleştirilmişti. Global piyasalarda yaşanan AMB parasal genişleme uygulamasına ait endişeler Euro’nun zayıflamasına; FED’in faiz artırımını ne zaman yapacağına dair tarih vermemesi ama giderek yakınlaştığına dair izlenimler de Dolar’ın hızla yükselmesine neden olmuştu. Bütün bunlar olurken, Dolar/TL kurunda hızlı yükselişler gözlendi. Hafta boyunca gün kapanışlarında yeni rekorlara imza atan Dolar/TL, Cuma günü ABD’de açıklanan Tarım Dışı İstihdam Verisi ve İşsizlik Oranları’nın tahmin edilenden iyi gelmesiyle 2.6471 seviyesine kadar çıktı. Euro’nun Dolar karşısında özellikle AMB Başkanı Draghi’nin parasal genişleme programıyla ilgili detayları açıkladığı basın toplantısından sonra son 11 yılın en düşük seviyesine kadar geri çekilmesine rağmen, TL karşısında 2.8955 seviyesine kadar çıkması akıllara “Türk Lirası’ndaki değer kaybı nereye kadar devam edecek?” sorusunu getirdi. TCMB haftanın son işlem gününde ABD’den gelecek önemli veriler öncesi kura müdahale amaçlı likidite silahını kullandı. Merkez Bankası, piyasanın ihtiyacına yakın bir fonlama yaparak ortalama fonlama maliyetini düşürmeyi tercih ederken cuma sabahı piyasaya daha az likidite vererek uzun süre sonra TL likidite silahını yeniden kullanmış oldu.

* Daha detaylı bir rapor incelemek isterseniz, buyurun tıktık ...

Önümüzdeki hafta Türkiye, gündemin yoğunluğuna oranla veri trafiği açısından sakin.


SONUÇ
BEKLENEN
ÖNCEKİ
9 Mart 2015, Pazartesi



Türkiye Sanayi Üretimi (Yıllık) (Ocak)

%1.6
%2.6

11 Mart 2015, Çarşamba

Cari Denge (USD) (Ocak)

-2.57B
-6.82B
13 Mart 2015, Cuma

Yıl Sonu TÜFE Tahmini (Mart)


%6.77



















1 Mart 2015 Pazar

Türkiye'de Geçtiğimiz Haftanın Özeti Ve Bu Hafta Açıklanacak Veriler (2 - 6 Mart 2015)

Geçtiğimiz haftanın Türkiye’yi finansal anlamda etkileyecek önemli olaylarına baktığımızda ilk olarak dikkatimizi çeken Pazartesi günü açıklanan Kapasite Kullanım Oranı oldu. Bir önceki aya göre 0.9 puan azalarak %72.8 seviyesine gerileyen Kapasite Kullanım Oranı, TCMB tarafından 2015 Şubat ayında imalat sanayinde faaliyet gösteren 2656 iş yerine yapılan “İktisadi Yönelim Anketi” ne göre belirleniyor. Aynı gün açıklanan diğer veri olan Türkiye İmalat Güveni ise bir önceki aya oranla yükselerek 103.4 olarak açıklandı. Haftanın en önemli verisi Salı günü TCMB tarafından toplanan PPK sonrası açıklandı. TCMB, beklendiği gibi faiz oranlarını düşürdü. Haftanın son gününde iki veri açıklandı. İlk veri olan Türkiye Ticaret Açığı, beklentilerin altında kalarak 4.31 milyar dolar olarak açıklandı. Böylece Ticaret Açığı 2010 Mayıs ayından beri en düşüğünü görmüş oldu. 2014 Aralık ayı için açıklanan veri 8.51 milyar dolardı. Açıklanan diğer veri de Yıllık Yabancı Turist Girişi oldu. Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turist sayısı bir önceki yılın Ocak ayına oranla %9.08 oranda artış gösterdi. 

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, haftanın en önemli olayı faiz oranlarıyla ilgili TCMB’nin verdiği karar oldu. Yaklaşık bir aydır Türkiye, 24 Şubat’ta gerçekleşecek PPK toplantısını ve alacakları faiz kararını bekliyordu. Toplantı öncesinde uzman ekonomistlerin ve yatırımcıların genel görüşü TCMB’nin 25 ile 75 baz puan arasında faiz indirimi yapabileceği, bununla birlikte yoğun siyasi baskının etkisiyle enflasyonun izin verdiğinden fazla gelecek bir faiz indirimi kararının piyasalarda sert satış baskısı yaratabileceği şeklindeydi. Salı günü gerçekleşen PPK toplantısı sonucunda açıklanan faiz kararları şöyle: Gecelik faiz oranlarında Marjinal Fonlama Oranı % 11.25'ten %10.75'e, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan Borçlanma İmkanı Faiz Oranı %10.75'ten %10.25'e, Merkez Bankası Borçlanma Faiz Oranı %7.5'ten %7.25'e indirildi. Ayrıca, Bir Hafta Vadeli Repo İhale Faiz Oranı %7.75'ten %7.5'e indirildi. TCMB aldığı bu indirim kararıyla hükümet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı memnun etmedi, zira kararın açıklanmasıyla aynı gün hükümet cephesinden gelen açıklamalar indirim oranının yetersiz olduğu şeklindeydi. Ertesi gün Cumhurbaşkanı Erdoğan TCMB’nin faiz konusunda yanlış yaptığını belirterek bankanın “Bağımsızlık zırhına sığınarak kendilerine tavır takınmaması” gerektiğini ve bu durumda “Bankayı bir yerlerin nüfuz altına alıp almadığı” sorusunu yönelteceklerini söyledi. Bu açıklamalar sonucunda Dolar/TL kuru 2.4920’ye kadar yükseldi. Bütün bunlarla birlikte Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın istifa ettiği söylentileri, TL üstündeki baskıyı arttırdı. Başbakanlık tarafından yapılan açıklamayla bu söylentilerin yalanlanması TL üstündeki baskı bir nebze rahatlasa da haftanın son günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen “Vatanı satmak yüksek faizle olur.” Açıklamasından sonra USDTRY rekor seviyeye çıkarak 2.52 seviyesini gördü.

** Daha detaylı haftalık bülten okumak için tıktık


Önümüzdeki hafta Türkiye'de açıklanacak ekonomik veriler ise aşağıda :


SONUÇ
BEKLENEN
ÖNCEKİ
2 Mart 2015, Pazartesi



İhracat (Şubat)


10.80B
3 Mart 2015, Salı



Türkiye TÜFE’si (Aylık) (Şubat)

%0.75
%1.10

Türkiye TÜFE’si (Yıllık)(Şubat)

%7.42
%7.24
Türkiye ÜFE’si (Yıllık) (Şubat)

%3.14
%3.28
Türkiye ÜFE’si (Aylık) (Şubat)

%1.00
%0.33
6 Mart 2015, Cuma



Hazinedeki Nakit Dengesi (Şubat)


3.380B






















26 Şubat 2015 Perşembe

26.02.2015'te Avrupa'da neler oldu?

Avrupa Piyasaları Sakin…

Avrupa hisse senedi piyasaları, dün gün boyu devam eden sakin seyrini bugün açıklanan verilerin pozitif etkisiyle hafif yukarı yöne yöneltti. Avrupa piyasalarında Fransız CAC40 %0.09, Alman DAX30 %0.08 ve İngiliz FTSE100 %0.05 oranında değer kazandı.

Gün içinde Almanya’dan Önemli Veriler Açıklandı…

Veri trafiği açısından yoğun geçen günün ilk önemli verisi TSİ 09:00’da açıklanan Almanya GFK Tüketici Güven Endeksi oldu. Beklenti üzeri gelerek 9.7 olarak açıklanan veri,  bir önceki aya göre yükseliş gösterdi. Tüketicilerin ülke ekonomilerine olan güvenini gösteren bu anketin yükseliş trendinde olması, Euro’nun yükselebileceğine işarettir. Almanya’dan gelen diğer önemli veri İşsizlik Değişimi oldu. Bu ayki değişim sayısının geçen ay ile aynı olup 10.000 kişi olması beklenirken, veri tahmin edilenden iyi gelerek 20.000 olarak açıklandı.

İngiltere Büyüme Verisi Beklenti Seviyesinde…

TSİ 11:30’da açıklanan İngiltere GSYİH verisi beklenti seviyesinde kalarak %2.7 olarak açıklanarakİngiltere ekonomisinin ilk tahminlerle paralel olarak büyüdüğünü görüyoruz. Aynı saatte açıklanan 4. Çeyrek GSYİH verisi de beklentiyle aynı kalarak %0.5 olarak açıklandı. Öncü verinin geldiği Ocak ayında da %0.5oranında açıklanmıştı.

Yarın Avrupa’dan açıklanacak veriler…


Haftanın son günü Avrupa açıklanacak veriler açısından oldukça sakin olacak. Almanya’dan gelecek olan TÜFE verisinin %0.7 olarak açıklanması tahmin ediliyor. Geçtiğimiz ay, beklenti altında kalarak %-1.1 oranında açıklanmıştı.

*****

Gün boyunca tüm Dünya'da ve Türkiye'de neler olduğu hakkında daha detaylı bilgi almak, pariteler ve emtiaların son durumlarını öğrenmek için akşam bültenimize de bakabilirsiniz =)



23 Şubat 2015 Pazartesi

Haftanın ilk günü Avrupa'da neler yaşandı? (23.02.2015)

Haftanın ilk günü Avrupa piyasaları…

Cuma günü Eurogroup ve Yunanistan arasında anlaşma olması Avrupa piyasalarına pozitif yansıdı. Haftanın ilk günü Fransız CAC 40 %0.64 ve Alman DAX 30 %0.68 oranında değer kazanırken, İngiliz FTSE 100 endeksinde maden sektöründeki ani düşüşlerin etkisiyle sınırlı yükseliş gözlendi ve %0.02 oranında yükseliş oldu.

Almanya IFO İş Ortamı Endeksi beklentinin altında ama…

Bugün açıklanan ekonomik veriler açısından oldukça sakin bir gün geçirdi. Almanya’ da açıklanan IFO İş Ortamı Endeksi 107.7 olarak açıklanması düşünülürken,  beklentinin altında kalarak 106.8 olarak açıklandı. Bununla birlikte Ocak ayında açıklanan 106.7 seviyesine göre yükselmiş oldu ve böylece dördüncü ay üst üste yükselme göstermiş oldu.

Yunanistan ile borç krizi gerçekten çözüldü mü?

Her ne kadar Yunanistan Cuma günü varılan anlaşmayı zafer olarak değerlendirse de anlaşmanın karşı tarafı olan Eurogroup üyeleri bu konuya tam olarak aynı şekilde bakmıyor. Atina Hükümeti bu akşama kadar kurtarma fonlarının dört ay uzatılması karşılığı uygulayacağı bir politikalar listesi sunmak zorunda. Euro Bölgesi Maliye Bakanlarının yaptıkları açıklamaya göre de Yunanistan’ın yapmayı taahhüt ettiği reformlar paketinin Eurogroup tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Bütün bu belirsizlikler Avrupa piyasaları tarafından dikkatle izlenirken Euro ve borsalar tarafında günlerdir devam eden baskının hafif de olsa azalması yönünde etki gözlendi.

Yarın Avrupa’daki önemli olaylar…

Bugünün sakinliğine nazaran yarın daha hareketli bir gün bizleri bekliyor. TSİ 09:00’da açıklanacak Almanya GSYİH verisinin bir önceki ay açıklanan %0.7 oranı ile aynı olması bekleniyor. TSİ 12:00’de Euro Bölgesi’nden gelecek Ocak ayı CPI verisinin de Aralık ayı açıklanan %-0.6 ile aynı olması bekleniyor. Günün bir diğer önemli olayı da TSİ 16:00’da gerçekleşecek olan ECB Başkanı Mario Draghi’nin basın açıklaması. Yeni basılmaya başlayacak olan 20 Euroluk banknotların tanıtımının yapılacağı basın toplantısında parasal genişleme stratejisiyle ilgili daha detaylı açıklamalar yapabileceği bekleniyor.


* Daha detaylısını okumak için tıktık